İslam Aleminin en önemli mütefekkirlerinden Cevdet Said,
91 yaşında İstanbul'da vefat etti. Cevdet Said, Cezayirli düşünür Malik bin
Nabi'nin en büyük talebelerindendi. Peki Cevdet Said kimdir? Cevdet Said nereli
kaç yaşındaydı?Cevdet Said eserleri hangileri?
Suriye'nin Çerkez asıllı ünlü
İslam alimi Cevdet Said, yoğun bakım tedavisinin sürdüğü İstanbul Sultan
Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde vefat etti. Dünya
Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreter Ali Muhyiddin el-Karadaği, Said’in
vefatı sonrası taziye mesajı yayınladı.
Cezayirli düşünür Malik bin
Nabi'nin en büyük talebelerindendi. O sivil direnişin kurucularındandı. Zulme
karşı çıkmakta ısrarcı olmak onun ilkelerinden birisiydi. Allah ikisine de
rahmet etsin. Günahlarını bağışlasın, mekanı cennet olsun.” ifadelerini
kullandı.
Cevdet Said kimdir?
El
Ezher'de kürsüsü olan, tüm dünyada konferanslar veren ve birçok kitabı bulunan
bir alimdir. 1931 yılında Suriye'nin Golan bölgesindeki Bi'ri Acem
Köyü'nde doğan Said, Adigelerin Abzeh kabilesinin Tsey sülalesine mensup bir
aileden geliyor. Said, Ezher Üniversitesi'nin orta bölümünü okudu, aynı
üniversitenin Arap Dili ve Edebiyatı Fakültesi'nden mezun oldu. 1950'li
yılların sonlarından itibaren başlattığı yazma, araştırma inceleme ve konferans
verme faaliyetlerini sürdüren Said, düşüncelerinde özellikle İslâm'â şuurun
yeniden tashîh edilmesi ve şiddetin reddi, diyalog, anlaşma, uzmanlaşma,
birlikte yaşam gibi konular üzerinde yoğunlaştı.
1966’dan itibaren, “Bireysel ve Toplumsal Değişmenin Yasaları
Üzerine Araştırmalar” üst başlığı altında çeşitli kitapları neşredildi. Keza
farklı başlıklarla verdiği bir dizi konferansın yanı sıra onlarca makale ve
kitapları yayımlandı.
1864’te Rus-Kafkas savaşının sona ermesinin ardından zorla
yerinden edilen ailesi Suriye’de Colan Tepesi’nin eteğinde yer alan
Bi’ru’l-Acem köyüne yerleşti. 31 Ocak 1931’de dünyaya gelen Cevdet Said
ilkokulu Kuneytıra’da tamamladı. 1958 yılı sonunda Ezher’de okumak için Mısır’a
gitti. Önce Arap Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi, ardından Eğitim
Fakültesi’nde ihtisas yaptı.
Cevdet Said: Said Nursî bana Kur’ân cevherlerini
nasıl bulacağımı öğretti
Suriyeli meşhur alim Cevdet
Said, Said Nursi’nin diğer alimlerden farklı olarak insanlık tarihini iyi
bildiğini söyledi. Cevdet Said, “‘Avrupa bir İslam devletine hamiledir’ sözü,
onun insanlık tarihini iyi bildiğini gösteren bir delildir” şeklinde konuştu.
Mehdi Çetinbaş’ın bir
yazısında aktardığına göre, Cevdet Said bir sohbetinde Said Nursî
Hazretlerinden örnekler vermiş ve yıllarca hapis yatmasına rağmen, şiddete baş
vurmadığını örnek olarak göstermiş: “Onun öğretileri ile yetişenler, bugün
Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde ileri noktaya varmasında pay sahibidirler”
demeyi de ihmal etmemiş. (www.yazete.com)
Geçmişte Türkiye’deki medyada Bediüzzaman Said
Nursî’den çok etkilendiğinizi ifade eden beyanlarınız yer almıştı.
Bediüzzaman’ın hangi yönlerinden etkilendiniz? Size göre Said Nursî nasıl bir
âlimdir?
1946 yılında 15 yaşındayken
Mısır’a, Ezher Üniversitesi’ne tahsil için gitmiştim. Orada on yıl İslâmî
ilimlerin tahsilini yaptım. O zamanlar Dâru’l-Kutubi’l-Mısriyye; Mısır
Kitapları Yayınevi’ne sıkça uğruyordum. Ezher’de derste olmadığım zamanlar
burada kitap okuyordum. İslâm dünyası ile ilgili yayınları takip ediyordum. Bir
gün Celal Nuri’nin “İttihâd-ı İslâm” adlı kitabı dikkatimi çekti. Said
Nursî’den söz eden o kitaptan çok istifade ile etkilendim. O zamanlar Emin
Saraç ve Nihat Yazar gibi Ezher’de İslâmî ilimler tahsil eden Türkiye’den çok
sayıda talebeler vardı. Ayrıca o zamanlar orada M. Kemal’in yurt dışına sürgün
ettiği Osmanlı’nın son Şeyhülislâm’ı Mustafa Sabri de vardı. Ezher’deki
hocalarımız bizi onunla bayramlaşmaya götürürlerdi. Zahit el-Kevserî,
Şeyhülislâm’ın vekili idi. Said Nursî’yi Türkiye’den Ezher’e gelen
talebelerinden öğrendim. Onun Şam’da Emevî Camii’nde okuduğu bir hutbesi
meşhurdur. İslâm âleminde öne çıkan Hindistanlı Mevdudî, Muhammed İkbal gibi
tanınmış âlimleri önemsiyordu.
Özellikle Muhammed İkbal’den
çok etkilendim ve hakikatin yolunu onun irşadı ile buldum. Ebu’l-Hasan en-Nedvî
son demlerinde Muhammed İkbal’e gitmiş. İkbal ona, “Siz Türkiye’deki âlimlere
gidin. Onları dinleyin” demiştir. Ben de bundan çok etkilendim. Ezher’deki
Türkiyeli öğrencilerden Said Nursî’yi öğrendim, onunla alâkalı dokümanları
inceledim. Onun, “Avrupa bir İslâm devletine hamiledir. Osmanlı devleti de bir
Avrupa devletine hamiledir. Bir gün gelecek karşılıklı olarak doğuracaklardır”
sözü beni çok etkilemişti. Said Nursî âlimlerin en büyüklerindendir. Onun ehl-i
keramet bir âlim olduğu anlatılır. Hapiste iken onu Cuma namazında ön safta
görmüşler, polisler hapse gittiklerinde onu hücresinde bulmuşlar. Mısır’da
hukuk okurken bunu duyan bir talebe Türkiye’ye dönünce Said Nursî’yi ziyarete
gitmiş, elindeki tesbihi masaya bırakmış. Ondan, dokunmadan tesbihi hareket
ettirmesini, böylece bir kerametini izhar etmesini istemiş. Said Nursî ona
şöyle demiş:
“Kardeşim, senin durumun şu
misale benzer: Bir baba oğlunu mücevherat dükkânına, ona bir mücevher satın
almak için götürmüş. Çocuk oradaki mücevherler yerine, babasından tavana asılı
olan balonları satın almasını istemiş. Senin bu vaziyetin o çocuğa benziyor. Ben
sana Kur’ân’ın mücevherat dükkânından mücevher takdim etmek istiyorum. Sen
benden basit bir talepte bulunuyorsun” demiş. Ben Türkiye’ye gelmeden önce Said
Nursî’yi ve eserlerini biliyordum. O, dünya Müslümanları tarafından bilinen,
onlara meçhul olmayan bir şahsiyettir.
Cevdet Said
kitapları
Ademin
Oğlu Habil Gibi Ol, Ademoğlunun İlk Mezhebi, Bir Çıkış Yolu, Bireysel ve
Toplumsal Değişimin Yasaları (Arapça), Bireysel ve Toplumsal Değişmenin
Yasaları, Değişim Rüzgarları olarak sayılabilir.
https://kidega.com/yazar/cevdet-said-105411/