21 Temmuz 2018 Cumartesi

BU GECE...

Bu gece içimde bir duygu seli var ki ona kapılmamak ne mümkün. Arşivi gezerken bu videoya rastladım; 80'li yıllara damgasını vuran Wham! grubuna ait Where Did Your Heart Go isimli duygusal şarkı...

"Kalbin nereye gidiyor, gitti..."

♥♥♥

Peki ya senin kalbin nerede? 

Bu tarz şarkıları seven tüm gül yürekli dostlara gelsin...

♥♥♥

(Dosyanın yüklenmesi, işlenmesi biraz uzun sürüyor, bilginize...)


Video çalışmıyorsa, linke tıklayın...
https://www.youtube.com/watch?v=KM_rQf2Llf4

Mutlu pazarlar...

Yasemin F. Kılıçaslan
Sonsuz Amor
Nisan Girdabı
Kitaptaki Sır
Hipnoz (Yolda...)



RESİM SANATI DEMİŞKEN: ♥ LEONİD AFREMOV ♥

Resimden, resim sanatından söz açmışken, eserlerini keyifle takip Leonid Afremov'a değinmemek; onun birbirinden harika tablolarını yayınlamamak olmazdı...
Gerçekten çok güzeller...
Speaking of the picture...
Paintings by Leonid Afremov.
His paintings are really beautiful...

Leonid Afremov denilince aklıma ilk gelen sonbahardır...
So beautiful autumn... 


Saat kulesinin güzelliği...



Yine göz alıcı bir sonbahar...



Şehrin yansıması...



Ne kadar güzel, değil mi?


Böyle ıslak bir caddede yürümek, sokak lâmbalarının aydınlığında, yaprakların döküldüğü yağmur kokan bir hazan gecesinde... ♥



Keman demek, benim için aşk demek, sevgiliye çağrı demek...
(Bu cümlenin benim için değeri paha biçilemez, üzerinde çalıştığım kitabıma ilham veren kemanın emsalsiz ezgisi, şair ruhumu ortaya çıkarıyor, kalbime söz geçiremiyorum çünkü ben, gerçek aşkı arayan ve bunu kitaplarında bulan bir kadınım...)




Ne çok severim kışı, soğuğuna rağmen...
Ama üzülürüm, sokakta yaşayan evsizleri düşünürken... 


Lütfen bir göz atın...
https://afremov.com/

Sevgiler...

Fatma Elmas Sultan ♥

leonid afremov,art,RESİM SANATI,hasret,ART ♥ GALERİ,paint,painter,resim,ressam,şiirsel,özlem,aşk kadını,painting,romantic,aşka susamış yürek,romantik,

RESİM SANATI - RESİM YAPMAK - İSLÂMDA RESİM


Resim yapmak, birbirinden güzel eserlere imza atmak, hele ki bunları sergilemek; kıymetli konuklara göstermek, fikir alışverişinde bulunmak, bundan maddî manevî kazanç elde etmek, ama en önemlisi bu sanatı doğru bir şekilde, doğru amaçlara uygun yapabilmek...

Kişisel fikrim, ben tam bir tablo hayranıyım, nerede bir tablo görsem, hele ki manzara resmi ise durur seyrederim. Sokak başlarında resim yapan kıymetli ressamlara denk geldiğimde durup düşünürüm; acaba hayatımda bir kez olsun ben de onlardan birine resmimi yaptırsam mı?

Müzik aletlerini konu eden resimlere, tablolara müptelayım, bilhassa gitar, keman, piyano gibi hayranlık duyduğum, hatta tutkuyla bağlandığım bu üç muhteşem enstrümana (yabancı kökenli enstrüman yazmak yerine çalgı aleti yazmak daha doğru olacak...)...

Evet, ne diyordum? Yaşamımda gerçekten çok değer verdiğim, çalmaktan heyecan duyduğum bu üç çalgı aletine dair yağlı boya tablolara rast geldiğimde yerlerde gözlerimdeki parıltı bile artar, çünkü ben sanat âşığı bir kadınım; sanata ve zanaata olan hayranlığım tartışılmaz...

Resim yapmayı hiç düşündüm mü, evet düşündüm. Ama iyi bir ders almam gerektiğini de düşündüm. Peki, buna zamanım var mı, maalesef...
Hayatımda bir kez olsun ben de resim yapmak, bunu duvarıma asmak ve çocuğuma bırakmak isterim, ama ne yazık ki bazen biz hayatı değil, hayat bizi yönlendiriyor...

Rahmetli babam harika resimler yapardı, şu sıralar ablam çok iyi resimler yapıyor, kendini epey ilerletti, yakın bir zamanda ona ait resimleri burada mutlulukla paylaşacağım...

Ayrıca resimlerini paylaşmamı isteyen kıymetli ressamlarımız varsa, bunu bana iletebilirler. Seve seve paylaşırım...

Benim nazarımda; emek verilen her eser değerlidir ve emeğin değerini yalnızca emek vermesini bilenler bilir!

Kitaplarım yayınlanmaya başladığından beri emek ve emeğin karşılığı hususunda çok fazla kafa patlatır oldum. Gerçekten emek vermesini bilenler ile hayatında bir kez parmağını oynatmayan, bir şeyler yapma amacı gütmeyen, zahmete girmeyen, yorulmayan insanları asla bir tutamam. Ne yazık ki kendi içimizde olsun, ailemizde olsun, toplumumuzda olsun, sanata ve sanatçıya verilen değer sıfır...

Adımız duyulsun, şu yalan dünyaya bir iz bırakalım derdindeyiz, ama bizi anlamayan, anlamak istemeyen insanlarla bir aradayız ve bu, bizi asla mutlu etmiyor...

Lâfı çok uzatmadan temel konumuza geri dönmek istiyorum...

Resim sanatı; şövalyesiyle, tuvaliyle, paletiyle, kepiyle, boyalarıyla, yağıyla, bunların kullanıldığı şirin atölyeleriyle insanın ruhuna hitap eden, onu olumsuz duygulardan arındıran harika bir icraattır. Bunu özveriyle yapabilmek, zaman ayırabilmek çok önemlidir...

Biz yazarlar, kitaplarımızı yazarken Word programını kullanırız, bir kelime hatası olduğunda onu düzeltme şansımız vardır, ama tuvale işlenen bir yanlış dokuyu düzeltmek o kadar kolay değildir. Biz, yazdığımız kitapları tekrar gözden geçirebilir, sonrasında istediğimiz kadar kopya çıkartabiliriz ama ressamların aynı resmi yapmaları hem çok uzun sürer hem de zordur...

Ortaokulda resim yeteneği olan bir sınıf arkadaşımız vardı, resim hariç diğer dersleri kötüydü. :) 
Şaka bir yana, resim konusunda ta o yaşlarda mahir parmaklarını kullanarak resim yapan bu arkadaşımızın bir sözünü hiç unutmuyorum; "Bazen oturduğum yerde ilham geliyor, hemen defterime sarılıyorum, resmi yapıp bitiriyorum. Ama aynı resmi bir daha yapmaya çalıştığımda olmuyor, yapamıyorum..."

Kendisi şimdi nerelerde bilmiyorum. Kulakları çınlamış mıdır acaba? :)

♥♥♥

Bu kadar sohbetin ardından, resimle ilgili üzüldüğüm bir konuya değinmek isterim;"Ruh!"

Resim yaparken özellikle insanları ve kısaca canlı varlıkları tümüyle çizmek dinimizde caiz değildir. Duyduğum kadarıyla bunu yapan bir kişiye kıyamette o eseri karşısına getirilerek şu soru sorulacaktır; "Bunu çizdin, peki diriltebilecek misin?" "Tabiî ki hayır..."

"Ve akabinde o kişi cehenneme atılacaktır..." diye duydum...

Ve bunu buldum;

"Her kim bir canlı resmi yaparsa, Allah ona, o resme can verinceye kadar azab eder. Ressam resmine katiyen ruh veremez ve ebediyen azab olunur." (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI/533). "Şu resimleri yapanlar yok mu? İşte onlar, kıyamet gününde, 'Haydi yaptığınız resimlere can veriniz?', diye azab olunacaklardır." (Tecrid-i Sarih Tercümesi, XII/116).

İslam'ın kuvvetlenip güçlenmesiyle tazim ifade etmeyen resimlerin yapılmasına müsaade olunmuştur. Nitekim İslâm bilginlerinin çoğu, manzara resimlerinin, yarım (mesela belden yukarı) insan ve diğer ruh taşıyan hayvanların resimlerinin yapılmasında ve kullanılmasında bir sakınca görmemişlerdir. Yalnız tam insan ve ruh taşıyan hayvan resimleri hakkında âlimlerden bir kısmı, tazim olmaksızın kullanmayı kerahetle caiz görmüş, bir kısmı da görmemiştir.


Yaratmak Allah'a özgüdür, insan yaratamaz, üretir...

Peki, neden böyledir? Merak ettim ve araştırmalarımı artırdım ve fazlasına ulaştım. Edindiğim sonuçlar şu şekildedir;

Birçok kimse heykel ve resmin haram oluşundan söz edildiği zaman hoşlanmıyor, "Heykel bir sanattır. Neden haram olsun?'' deyip İslâm'ın hükmünü tereddütsüz reddediyor. Müzelerde bulunan heykeller üzerine araştırma yapıldığı zaman cahiliyet devrinde, Roma ve Bizans devletlerinin hüküm sürdükleri zamanlarda insanların birçokları heykel ve resimlere büyük itinâ göstererek tapındıkları, putperestlik girdabına girdikleri görülecektir.

Bana gayet mantıklı gelmiştir...

İnsanı yeryüzüne Hâlife olarak tâyin eden Allah Teâlâ, taştan ve ağaçtan kendi eliyle yaptığı heykel ve resimlere yaptığı ibadetten onu kurtarıp, lâyık olduğu makama çıkarmak için canlı mahlûkların her türlü heykel ve resimlerini yasakladı.

Özellikle şu rivayet, dikkatinizi çekecektir;

Rasûlullah (s.a.v.) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez (perde) çekmiştim. Rasûlullah perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti.
"Ey Âişe!" buyurdular, "Bil ki, kıyamet günü insanların en çok azap görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklit edenlerdir."
Hz. Âişe (r.â) devamla:
"Biz o bezi kestik, bir veya iki minder yaptık." demiştir.(Buhârî, Libâs 91,95.).



Yine bir rivayet:

İbn Hacer bu  konuyu şöyle özetler: Âlimler, bu hadisi delil getirerek şu hükme varmışlardır:
"Gölgesi olmayan tasvirler edinmek câizdir, ancak bunun hürmet ifade etmeyecek şekilde kullanılması gerekir. Yastık, minder yüzü gibi yere atılan, üzerine basılan eşya üzerinde olması gerekir."

Yine dikkat çekici bir rivayet:
Tahâvî konumuzla ilgili olarak şunları söyler:
"Peygamberimiz (asm)'in İslâmiyet'in ilk yıllarında her türlü put, sûret ve resimleri menetmesinin sebebi; putperestlik üzerinden uzun bir süre geçmemiş olmasıdır. Put ve benzeri şeylere bir daha dönülüp ibadet edilmesin diye put ve ona yol açan her sûret ve resim yasaklanmıştı. Sonra İslâmiyet yayılıp, esasları iyice yerleşip anlaşıldıktan sonra putlar ve benzeri şeyler hakkındaki yasak devam etti; ama bez ve kâğıt ya da benzeri şeyler üzerine yapılan resimlere dokunulmadı, bir bakıma serbest bırakıldı. Çünkü artık bu gibi resimlere saygı gösterenler olmazdı."
♥♥♥

Sonuç olarak; portre, belden yukarısı olmak kaidesiyle insanları, hayvanları çizmek, manzara resimleri yapmakta inşaallah bir mahsur yoktur. Ben bile yapmadığım hâlde resme bu kadar düşkünken yapanların neler hissedeceğini düşünemiyorum…

Kitaplarımı okuyanlar iyi bilirler; resme ne kadar düşkün olduğumu… J
Nisan Girdabı’ndan Şirin’i hatırlar mısınız? Amerika’daki okulunu bitirip Türkiye’ye döndüğünde, Yakamoz Adası’nda hayatının aşkıyla tanışıyordu; zıpır, şakacı, deli dolu, sarı kıvırcık saçları ve çimen gözleriyle çıtı pıtı, çok tatlı bir kızdı. Romanın başından beri görülen tüm yağlı boya tablolar, başta da güzeller güzeli merhume Şeyma Kırhan’ın yegâne tablosu, onun imzasını taşıyordu…
Bu arada romanın başkahramanı olan Yâren Gülyağmur’’a özel bir portre hazırlayıp hediye ediyordu. Tabiî bunu yapmasını ondan isteyen kişi, bizim aristokrat yakışıklı Emir Kırhan’dı…
Nisan Girdabı’nın sonunda ikinci girdaba kapılan Emir’in serüveni aslında yeni başlıyordu; Sonsuz Amor 2 – Kitaptaki Sır’da Emir’i, içinde kaybolduğu kitaptan kurtaracak olan yine biziz, öyle değil mi?
nisan girdabı ile ilgili görsel sonucu
İkinci kitabı okuyanlar yine bilirler, orada Ertunç karakterinin oturduğu evin alt katında büyük bir resim atölyesi vardır; daha görmeden, tanımadan hayalini kurduğu kadının resmini tuvale işler. Tuvale işlediği yüzün sahibesiyle karşılaştığı anı okumak, onunla beraber bu heyecanı tatmak isteyenler için Sonsuz Amor 2 & Kitaptaki Sır sizleri bekliyor. Detaylı bilgi blokta var…
kitaptaki sır ile ilgili görsel sonucu
Son sözüm, kendini resme adamış, birbirinden güzel eserler ortaya çıkaran tüm ressamlarımıza sonsuz başarılar dilerim…

Benim düşüncelerim ve paylaşımım bundan ibaret. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Güzel kalbinizden yansıyan güzel gözlerinize sağlık, yüreğinize huzur ve mutluluk, hanenize huzur gelsin inşaallah. Sevgi ve saygımla…
Yasemin F. Kılıçaslan




Etiket bulutu:
#resim #resimsanatı #sanat #sanatçı #art #painting #insançizmek #insanıbütünçizmek #islamdaresim #resimyapmak #zanaat #tablo #yasemin #yaseminf #yaseminkılıçaslan #yaseminfkilicaslan #fkılıçaslan #fkilicaslan #sonsuzamor #sonsuzamor1 #sonsuzamor2 #sonsuzamor3 #emiryaren #yarenemir #ertunçyağmur #yağmurertunç #edizyıldız #yıldızediz #melezkaplan #altınyaldızlıkaplan #kaplan #tiger #beyazkaplan #hindistan #india #indian #tajmahal #ekabir #ekâbir #lokmanhekim #geçmiştengelenölüâşık #aşk #âşık #aşık #yakamoz #yakamozplajı #tatilköyü #antalya #yakamoztatilköyü #ertuğyaprak #yaprakertuğ #yarenay #emirhan #balım #enes #harika #güzel #eniyi #best #book #books #instagram #facebook #grup #group #love #like #beğeni #takip #melezkaplan #elmassultan #elmasköy #kristasköy #eternalamor #kitap #yazar #writer #poet #şair #şiir #romantic #romantik #duygusal #polisiye #polisiyekitap #polisiyeroman #izmir

20 Temmuz 2018 Cuma

ÖLÜNÜN ARKASINDAN AĞIT YAKMAK (Günah mıdır?)




Hayırlı Cuma'lar diyerek yazıma başlıyorum...

Bugün bu yazıyı paylaşmamın yegâne nedeni, ağıt ve feryat figânlarla uyandırılmış olmam. Üst komşum, ihtiyar amca kanserden vefat emiş bulunuyor. Kendisine yüce Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum...

Aylardır bekliyorlardı. Amca vefat etti. Mekânı cennet olsun...

Peki, böyle mi olmalı, arkasından feryad-ı figânı basıp yeri göğü inletmeli mi? Ölünün başında toplanıp bağıra çağıra, inleyerek ağıt mı yakılmalı? İnsanları rahatsız edecek gürültü kirliliğine sebep olunmalı mı? Bu onlar bir hak mıdır?

Yıllar önce bir yakınımı kaybettiğimde, ki kendisine hasret yaşadığım doğrudur, zira onu hayatım boyunca doğru dürüst görme şansım bile olmadı. Birinci dereceden akrabam olmasına rağmen onunla vakit geçiremedim...

Bilirsiniz, sözü uzatmayı sevmem...

Akrabamı kaybettiğim günün akşamı, birden bire mutsuzluk kapladı her yanımı, kendimi berbat hissettim, sinir krizi geçirdim, çok fena ağladım ama yatıştırdılar. Sonra... Bunu bir büyüğümle paylaştım, bana dedi ki; "Yasemin, insanız, taş değil kalp taşıyoruz, üzülüyoruz, bu elimizde değil, ama bağıra çağıra, inleyerek ağıt yakmak hem sana hem çevredekilere hem de ölüye eza verir. Sana lâfım yok, sen yılların birikimi bir kerede boşaltmışsın, kriz geçirmişsin, ağıt yakmamışsın..."

Sonra araştırdım, büyüğüm haklıydı, ağıt yakmak, bağırıp çağırmak gerçekten yanlıştı. Üstelik bir örnek daha vereceğim, bir yakınım anlattı; Eşinin aile tarafından, uzak bir akrabaları vefat etmiş, yakınım da küçük çocuğunu almış gitmiş. Gittikleri yerde, babaannesi yakınımın çocuğunu alıp cenazenin ortasına götürmüş, o sırada cenaze başında kadınlar feryad-ı figân ağıt yakıyorlarmış. Çocuk bundan öyle etkilenmiş ki ne kadar onu bir yerlere götürseler, seslerin biraz yükseldiği yerlerde korkmaya, çığlık atmaya başlıyormuş...

Küçük bir çocuğun bozulan psikolojisi size ne düşündürür acaba?

♥♥♥♥♥

Peygamber efendimiz (S.A.S):

"İki ses dünya ve ahirette lanetlenmiştir. Nimet zamanı çalgı çalmak, musibet zamanı inlemek. " Buhari ve Müslim'de, Ebu Musa el-Eş'ari (r.a.)'den rivayet ettiğine göre; o demiştir ki; Resulullah'ın uzak olduğu şeyden ben de uzağım. Resulullah bağırıp çağırmaktan, musibet zamanı başını yolmaktan ve yaka yırtmaktan nehyetmiştir." İmam Ahmed b. Hanbel'in Enes (r.a.)'den rivayet ettiğine göre, Enes (r.a.) demiştir ki: "Resulullah (s.a.s.) kadınlarla bey'atleştiği zaman, bağırıp çağırmamaları hakkında onlardan söz aldı." Kadınlar: "Ya Resulullah, cahiliyet döneminde bazıları bizimle beraber ölülerimize ağlaştılar. Şimdi biz de onların ölülerine ağlamayalım mı?", Resulullah (s.a.s.): "İslam'da ölünün arkasından bağırarak ağlaşmak haramdır" buyurdu.

Resulullah'ın: "Ölüye akrabalarının ağlaması onun azabını arttırır." (Buhari, Cenaiz, 32; Meğazi, 8; Müslim, Cenaiz, 16, 17 vd.; Ebu Davud, Cenaiz 54) buyurduğu bilinmektedir. Ancak Hz. Aişe (r.a.)'ya bu hadis hakkında görüşü sorulunca, Hz. Peygamber'in bununla, kafir kimse için akrabaları ağlarken kendisinin de azap edildiğini kasdettiğini söylemiştir. Hadisin manası: "Ölü acı duyar, ehlinin ölü için bağırıp çağırması onu üzer. Çünkü o ağlamalarını işitir. Yaptıkları işler ona arz olunur." demektir. Yoksa "ailesinin ağlamasından dolayı azap ve ceza görür" anlamında değildir.Çünkü hiçbir kimse diğerinin günahını yüklenemez. İbn Cerir'in Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettiğine göre, o şöyle demiştir: "Yaptığınız işler yakınlarınızdan ölenlere arz olunur. Eğer bir hayır görülürse, buna sevinirler; kötülük görürlerse hoşlanmazlar."

♥♥♥♥♥

Bana en doğru gelen, dinimizce de en uygunu sessizce gözyaşı gözyaşı dökmektir. Bununla beraber, bugün Hakk'ın rahmetine kavuşan tüm din kardeşlerime rahmet, yakınlarına sabır dua ediyorum Bunun nezdinde yüce Rabbim tüm hastalara âcil şifalar versin. Amin! Hayırlı Cuma'lar...

♥♥♥♥♥

Etiket bulutu: yasemin f. kılıçaslan, sonsuz amor, nisan girdabı, kitaptaki sır, kitap, kitaplık, kütüphane, library, yazı, blok, blog, blog yazısı, blogcu, blogger, yazar, writer, f. kılıçaslan, yaseminfkılıçaslan, yaseminkilicaslan #yaseminfkılıçaslan #yaseminfkilicaslan #sonsuzamor #nisangirdabı #nisangirdabi #emiryaren #yarenemir #islam #din #ağıt #ağıtyakmak #cenaze #ölü #hastane #anılar #hatıralar #hayırlıcumalar #doğru #yanlış #eza #azap #üzücü #üzülmek #istanbul #mekanıcennetolsun #nuriçindeyatsın #kanser #ilaç #öldü #peygamberefendimiz #rivayet #sas #mevlana #hzali evliya #eren #tarih #hadisişerif #hadisler

17 Temmuz 2018 Salı

PNG: ♥ EV ♥ BAHÇE ♥ KAMELYA ♥ GARDEN ♥ HOUSE ♥ SALINCAK ♥ DİZAYN ♥ DESİGN ♥ TUBE ♥ TASARIM ♥































Etiket bulutu: png, yasemin f. kılıçaslan, yaz, yazıi mevsim, kalem, pencil, sonsuz amor, blog
#yasemin #yaseminf #yaseminkılıçaslan #yaseminfkilicaslan #fkılıçaslan #fkilicaslan #sonsuzamor #sonsuzamor1 #sonsuzamor2 #sonsuzamor3 #emiryaren #yarenemir #ertunçyağmur #yağmurertunç #edizyıldız #yıldızediz #melezkaplan #altınyaldızlıkaplan #kaplan #tiger #beyazkaplan #hindistan #india #indian #tajmahal #ekabir #ekâbir #lokmanhekim #geçmiştengelenölüâşık #aşk #âşık #aşık #yakamoz #yakamozplajı #tatilköyü #antalya #yakamoztatilköyü #ertuğyaprak #yaprakertuğ #yarenay #emirhan #balım #enes #harika #güzel #eniyi #best #book #books #instagram #facebook #grup #group #love #like #beğeni #takip #melezkaplan #elmassultan #elmasköy #kristasköy #eternalamor #kitap #yazar #writer #poet #şair #şiir #romantic #romantik #duygusal #polisiye #polisiyekitap #polisiyeroman #izmir, çanta, bag, holiday, fantasy, kuş, birds, awesome, amazing #denizkabukları #sea #beach #plaj #kumsal #sea #ship #palm #ağaç #tree #ev #house #dekor #dekorasyon #decor #dizayn #design #hobi #island #adventure


PNG: ♥ ŞAPKA ♥ ♥ HAD ♥