aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aşk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Aralık 2020 Çarşamba

FATMA ELMAS SULTAN (ANTALYA - KALEİÇİ)

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan

Fatma Elmas Sultan


Etiket bulutu: Fatma Elmas Sultan Antalya Kalekapısı Kaleiçi Marina Yat Limanı Sonsuz Amor Nisan Girdabı Kitaptaki Sır Hipnoz Roman Aşk romanı Polisiye roman Blogger Gezi Gezi bloğu Gezi blogu Fotoğraf galerisi Wallpaper Duvar kağıtları Kale kapısı Kale içi Masaüstü resimleri Manzara Şehir Pandemi Şair Kemankeş Elmas sultan Kristal gözlü kız Melez kaplan Kitap Kitap kahve Kitap al Kitap önerisi En iyi kitaplar En güzel kitaplar Sevgi Dostluk Aşk Melek Fantastik

16 Kasım 2020 Pazartesi

SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI (HİKÂYENİN BAŞKAHRAMANI ♥YAREN♥)

 SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI (YAREN…)


Mükemmel giden hayatınızın bir gecede değişeceğini söyleseler ne yapardınız?
Bir gecede annenizi, babanızı, küçük erkek kardeşinizi kaybedeceğinizi, hayata tek başına devam edeceğinizi düşünün…
Neler hissederdiniz?
Koskoca dünyada yapyalnız kaldınız ama hayata bir şekilde devam etmeniz gerekiyor çünkü hayat, size aldırmadan devam ediyor…
Peki, kaybettikleriniz belli, ama ya kazandıklarınız?
Kolay değil elbet anayı, babayı, kardeşi toprağa vermek, ama…
Sizi çok seven bir amcanız, yengeniz, kuzenleriniz ve birlikte doğup büyüdüğünüz dostlarınız var… Hem de en hakikisinden, kötü gün dostları…

İşte size Yaren’in hikâyesi…

Yaren kim mi?
Emir’in SONSUZ AMOR’U,
Melike, Gökhan ve Hakan’ın can dostu…
Mümtaz’ın biricik yeğeni…
Ölen Yağız’ın canı, ablası…

Bir gecede hayatı değişen, ailesini yitiren bir genç kız…

Onları, 26 Nisan günü acılar içerisinde toprağa vermesi…
Geçirdiği büyük buhranı atlatmasına yardımcı olan akraba ve dostları…
Dostlarının onu mutlu edebilmek için onu İzmir’den alıp Antalya’ya götürmek istemeleri, dört can dostun birlikte tatile çıkmaları ve büyük serüvenin başlaması…
Antalya yakınlarında, YAKAMOZ ADASI adı verilen yarım adaya inşa edilmiş büyük, ihtişamlı YAKAMOZ TATİL KÖYÜ’NÜN yakışıklı sahibi, EMİR KIRHAN…

Ailesini kaybetmesiyle hayatı kökünden değişen Yaren’i ne gibi bir serüven bekliyor?
İzmir’den kalkıp Antalya’ya gittiğinde neler yaşayacak, neler görecek, neler yapacak?

SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI

Gerçek aşkın ve dostluğun hikâyesi…

Gerçekliklerden yola çıkılarak yazılmış, hayallerle beslenmiş ve inanılmaz ayrıntılarla kurgulanmış bir eser…
Ardından beş eser daha gelecek ve toplamda 6 esere ulaşılacaktır…

Aşka âşık olmak istiyorsanız, SONSUZ AMOR’A başlayın…
Size garanti veriyorum; AKLINIZI ALACAĞIM! ;)

Tıpkı kitabın son sözü gibi:

“Bu, daha bir başlangıç!”

15 Ekim 2019 Salı

AH O ESKİ YILLAR... 1

Eskiden fotoğraflar siyah beyaz, hayat renkliydi...

İzmir


Charlie Chaplin ♥


Rahmetli Sadri Alışık


Candan öte Michael ♥


Biri Yeşilçam mı dedi?



İslâmbul ♥


Memleketim Antalya ♥



Şu nostaljik arabalara bayılıyorum...


Charlie ♥



İstanbul Fatih (60'lar)


Rahmetli Münir Özkul


Bu minibüsleri ne kadar çok sevdiğimi, beni yakından tanıyan dostlarım, hele ki sevgili okurlarım iyi bilirler. Kitaplarımda hep kullanırım...




Lumiere Kardeşler


İslâmbul


Rahmetli ♥

Sevimli... Asla eskimiyor! ♥


İslâmbul


Buram buram Yeşilçam kokuyor



Tikitak Tikitak...

Mekânlarınız Cennet olsun üstatlar!

Tren sevdalısı olduğumu söylemiş miydim? :)


Eski fotoğraflar...



Usta! ♥


İşte bu! İşte benim gerçekleştiremediğim hayalim...
Ah ah... Oysaki ne çok isterdim radyo tiyatrosu seslendirme kadrosunda olabilmeyi...
TRT'de de radyo tiyatrosu olurdu, asla kaçırmadan dinlerdim. Liseli yıllarımdı. İşte 2000'lerin başı. O sesler, o ruh, o efektler, vs... Beni benden alırdı...
Şu hareketli görüntüden etkilenen, içi titreyen bir ben miyim?
Yok mu benim gibi biri bu dünyada? ♥ Varsa bulsun beni...
Lütfen...


Mekânın Cennet olsun usta!
Zeki Müren


Sadri Alışık


Güzel yüzler...


:) ♥


Ve ben... Ama ne yazık ki fotoğraflar eski değil... :)

Ama olsun, benim ruhum nostaljik... :)

Ziyaretiniz için teşekkür ederim. Bu sadece bir başlangıçtı!
Sevgiler, Yasemin F. Kılıçaslan (Melez Kaplan)
♥♥♥
Etiket bulutu: Yasemin F. Kılıçaslan, Sonsuz Amor, Nisan Girdabı, Kitaptaki Sır, Hipnoz, Maske, Kristal Gözlü Kız, Elmas Sultan, Melez Kaplan, Yeşilçam, Nostalji, Harika, Mükemmel, Awesome, Train, Trenler, Buharlı Trenler, Follow, Takip, Abone ol, Aşk, Love, White Black, Siyah Beyaz, Yolculuk, Zamanda Yolculuk, Vapur,

9 Eylül 2019 Pazartesi

Hazreti Mevlana'nın Hazreti Şems'e Yazdığı Şiir ve Hikayesi

Hazreti Mevlana'nın Hazreti Şems'e yazdığı şiir ve hikayesi


Mevlânâ,Şems ile Konya'da buluştuğu zaman tamamıyle kemale ermiş bir şahsiyetti.

Şems, Mevlanâ'ya ayna oldu. Mevlânâ, Şems'in aynasında gördüğü kendi eşssiz güzelline hayran oldu. Diğer bir ifadeyle Mevlânâ, gönlündeki Allah aşkını Şems'te yaşattı. Mevlânâ'nın Şems'e olan sevgisi,Allah'a olan aşkının ölçüsüdür.

Çünkü Mevlânâ,Şems'te Allah cemalinin parlak tecellilerini görüyordu.Mevl'anâ açılmak üzere olan bir güldü. Şems ona bir nesim oldu. Mevlânâ bir aşk şarabı idi,Şems ona kadeh oldu. Mevlânâ zaten büyüktü,Şems onda bir gidiş,bir neşve değişikliği yaptı.Mevlânâ ile Şems üzerine söz tükenmez.
Son söz olarak şöyle söyleyelim,Şems Mevlânâ'yı ateşledi,ama karşısında öyle bir volkan tutuştu ki,alevleri içinde kendi de yandı.

ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİ'NİN KONYA'DAN AYRILIŞI


Şems ile buluşan Mevlânâ,artık vartini Şems'in sohpetlerine hasretmiş,Şems'in nurlarına gömülüp gitmiş,artık bambaşka bir aleme girmişti.Şems'in cazibesinden yana yana dönüyor,ilahi aşkla kendinden geçercesine Sema ediyordu.Bu iki dostun sohpetlerindeki mukaddes sırrı idraktan aciz olanlar,ileri geri konuşmaya başladılar.Neticede Şems,incindi ve Mevlânâ'nın yalvarmalarına rağmen Konya'dan şama gitti.(14 mart 1246 perşembe)

HAZRETİ ŞEMS'İN KONYA'YA DÖNÜŞÜ


Şems'in ayrılığından derin bir ızdıraba düşen Mevlânâ, manzum olarak yazdığı güzel bir mektubu,Sultan Veled'in başkanlığını yaptığı bir kafileyle Şam'a,Şems'e gönderdi.Sultan Veled kafilesiyle Şam'a vardı,Şems'i buldu ve babasının davet mektubunu,hediyelerle birlikte saygıyla Şems'e sundu.Şems,''Muhammedi tavırlı ve ahlaklı Mevlânâ'nın aezusu kafidir.Onun sözünden ve işaretinden nasıl çıkabilir''diyerek,Mevlânâ'nın davetine icabet etti ve 1247'de Sultan Veled'in kafilesiyle,Konya'ya döndü.

HAZRETİ ŞEMS'İN KAYBOLUŞU


Şems'in Konya'ya gelişine herkez sevindi.Mevlânâ'da hasretin sıkıntılarından kurtuldu.Artık Şemsin şerefine ziyafetler verildi,sema meclisleri tertip edildi.Fakat huzurla,muhabbetle,dostluk içinde süren günler pek fazla sürmedi,dedikodular ve can sıkısı durumlar yeniden başladı.Şems, o dedikoducu topluluğun yine kinle dolduğunu,gönüllerinden sevginin uçup gittiğini,akıllarının nefislerine esir olduğunu anladı ve kendisini ortadan kaldırmaya çaşıltıklarını bildi,Sultan Veled'e dediki: Gördün ya azgınlıkta yine birleştiler. Doğru yolu göstermekte,bilginlikte eşi olmayan Mevlânâ'nın huzurundan beni ayırmak,uzaklaştırmak,sonra da sevinmek istiyorlar.Bu sefer öylesine gideceğim ki hiç kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek.Aramaktan herkez acze düşecek,kimse benden bir nişan bile bulamayacak.Böylece bir çok yıllar geçecek de kimse benim izimi tozumu göremeyecek.''İşte Sultan Veled'e böyle yakınan Şems,1247-1248 tarihinde Konya'dan aniden gidip kayboldu.Şems'in kaybolmasından sonra Mevlânâ herkezden onun haberini soruyordu.kim onun hakkında aslı esası olamayan bir haber bile verse ve Şems'i falan yerde gördüm dese bir müjde için sarığını ve hırkasını vererek şükranelerde bulunuyordu.Bir gün bir adam,Şems'i Şam'da gördüm diye bir haber verdi.Mevlânâ buna tarif edilemeyecek şekilde sevindi ve o adama üstünde nesi varsa bağışladı.Dostlarından birisi,bu haber yalandır,o Şems'i görmemiştir dediğinde Mevlânâ şu cevabı vermiştir.''Evet onun verdiği bu yalan haber üzerine üzerimde ne varsa verdim.Eğer,doğru haber verseydi,canımı bile verirdim.''

HAZRET-İ MEVLANA'NIN ŞEMS-İ TEBRİZİ HAZRETLERİNİ ARAMAK İÇİN ŞAM'A GİDİŞİ


Mevlana,Şems'i çok aradı,onun ayrılığı gönülleri yakan,sızlatan nice şiirler söyledi.Onu aramak için iki kere Şam'a gitti.Yine Şems'i bulamadı.Bu iki son seyehatin tarihleri kesin olarak bilinmemekle birlikte,büyük bir ihtimalle 1248-1250 yılları arasında olduğu söylenebilir.Sultan Veled'in ifadesiyle Mevlana,Şam'da sret bakımından Tebrizli Şems'i bulamadı ama,mana yönünden onu,kendisinde buldu.Ay gibi kendi varlığında beliren Şems'i,kendi gördü ve dediki:''Beden bakımından ondan ayrıyım ama,bedensiz ve cansız her ikimizde bir nuruz.Ey arayan kişi!İster onu gör,ister beni.O'yum O'da ben.''


(Karınca kitap evinin,türk klasikleri/öykü başlığı adı altında yayımlanan Mesneviden Seçmeler isimli kitabından alıntıdır.)


Allah dostu bu iki büyük zat, ayrı düşmüşlerdi... Hazreti Mevlana'nın Çıkan dedikodularla Konya'dan ayrılan
Hz. Şems'e yazdığı şiir;

ETME

Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme


Mevlana Celaleddin Rumi