yaren gülyağmur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaren gülyağmur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Kasım 2020 Pazartesi

SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI (HİKÂYENİN BAŞKAHRAMANI ♥YAREN♥)

 SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI (YAREN…)


Mükemmel giden hayatınızın bir gecede değişeceğini söyleseler ne yapardınız?
Bir gecede annenizi, babanızı, küçük erkek kardeşinizi kaybedeceğinizi, hayata tek başına devam edeceğinizi düşünün…
Neler hissederdiniz?
Koskoca dünyada yapyalnız kaldınız ama hayata bir şekilde devam etmeniz gerekiyor çünkü hayat, size aldırmadan devam ediyor…
Peki, kaybettikleriniz belli, ama ya kazandıklarınız?
Kolay değil elbet anayı, babayı, kardeşi toprağa vermek, ama…
Sizi çok seven bir amcanız, yengeniz, kuzenleriniz ve birlikte doğup büyüdüğünüz dostlarınız var… Hem de en hakikisinden, kötü gün dostları…

İşte size Yaren’in hikâyesi…

Yaren kim mi?
Emir’in SONSUZ AMOR’U,
Melike, Gökhan ve Hakan’ın can dostu…
Mümtaz’ın biricik yeğeni…
Ölen Yağız’ın canı, ablası…

Bir gecede hayatı değişen, ailesini yitiren bir genç kız…

Onları, 26 Nisan günü acılar içerisinde toprağa vermesi…
Geçirdiği büyük buhranı atlatmasına yardımcı olan akraba ve dostları…
Dostlarının onu mutlu edebilmek için onu İzmir’den alıp Antalya’ya götürmek istemeleri, dört can dostun birlikte tatile çıkmaları ve büyük serüvenin başlaması…
Antalya yakınlarında, YAKAMOZ ADASI adı verilen yarım adaya inşa edilmiş büyük, ihtişamlı YAKAMOZ TATİL KÖYÜ’NÜN yakışıklı sahibi, EMİR KIRHAN…

Ailesini kaybetmesiyle hayatı kökünden değişen Yaren’i ne gibi bir serüven bekliyor?
İzmir’den kalkıp Antalya’ya gittiğinde neler yaşayacak, neler görecek, neler yapacak?

SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI

Gerçek aşkın ve dostluğun hikâyesi…

Gerçekliklerden yola çıkılarak yazılmış, hayallerle beslenmiş ve inanılmaz ayrıntılarla kurgulanmış bir eser…
Ardından beş eser daha gelecek ve toplamda 6 esere ulaşılacaktır…

Aşka âşık olmak istiyorsanız, SONSUZ AMOR’A başlayın…
Size garanti veriyorum; AKLINIZI ALACAĞIM! ;)

Tıpkı kitabın son sözü gibi:

“Bu, daha bir başlangıç!”

13 Haziran 2016 Pazartesi

SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI (HİKÂYENİN BAŞKAHRAMANI ♥YAREN♥)

SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI (YAREN…)

Mükemmel giden hayatınızın bir gecede değişeceğini söyleseler ne yapardınız?
Bir gecede annenizi, babanızı, küçük erkek kardeşinizi kaybedeceğinizi, hayata tek başına devam edeceğinizi düşünün…
Neler hissederdiniz?
Koskoca dünyada yapyalnız kaldınız ama hayata bir şekilde devam etmeniz gerekiyor çünkü hayat, size aldırmadan devam ediyor…
Peki, kaybettikleriniz belli, ama ya kazandıklarınız?
Kolay değil elbet anayı, babayı, kardeşi toprağa vermek, ama…
Sizi çok seven bir amcanız, yengeniz, kuzenleriniz ve birlikte doğup büyüdüğünüz dostlarınız var… Hem de en hakikisinden, kötü gün dostları…

İşte size Yaren’in hikâyesi…

Yaren kim mi?
Emir’in SONSUZ AMOR’U,
Melike, Gökhan ve Hakan’ın can dostu…
Mümtaz’ın biricik yeğeni…
Ölen Yağız’ın canı, ablası…

Bir gecede hayatı değişen, ailesini yitiren bir genç kız…

Onları, 26 Nisan günü acılar içerisinde toprağa vermesi…
Geçirdiği büyük buhranı atlatmasına yardımcı olan akraba ve dostları…
Dostlarının onu mutlu edebilmek için onu İzmir’den alıp Antalya’ya götürmek istemeleri, dört can dostun birlikte tatile çıkmaları ve büyük serüvenin başlaması…
Antalya yakınlarında, YAKAMOZ ADASI adı verilen yarım adaya inşa edilmiş büyük, ihtişamlı YAKAMOZ TATİL KÖYÜ’NÜN yakışıklı sahibi, EMİR KIRHAN…

Ailesini kaybetmesiyle hayatı kökünden değişen Yaren’i ne gibi bir serüven bekliyor?
İzmir’den kalkıp Antalya’ya gittiğinde neler yaşayacak, neler görecek, neler yapacak?

SONSUZ AMOR 1 – NİSAN GİRDABI

Gerçek aşkın ve dostluğun hikâyesi…

Gerçekliklerden yola çıkılarak yazılmış, hayallerle beslenmiş ve inanılmaz ayrıntılarla kurgulanmış bir eser…
Ardından beş eser daha gelecek ve toplamda 6 esere ulaşılacaktır…

Aşka âşık olmak istiyorsanız, SONSUZ AMOR’A başlayın…
Size garanti veriyorum; AKLINIZI ALACAĞIM! ;)

Tıpkı kitabın son sözü gibi:

“Bu, daha bir başlangıç!”

SONSUZ AMOR 1 “NİSAN GİRDABI” (HİKÂYENİN BAŞKAHRAMANI ♥EMİR♥)

SONSUZ AMOR 1 “NİSAN GİRDABI” (EMİR…)

            26 Nisan’la başlayan bir serüvenden bahsedeceğim sizlere…
Emir’in serüveni…
26 Nisan öyle bir tarih ki iki insanın hayatını kökünden değiştiren, onları bir araya getiren ama yine ayıran, gizemli bir tarih…
            Nisan yağmurları meşhurdur, bilirsiniz. Hele bir de girdap oluşursa…
Ama Nisan yağmurları deyip geçmeyin, belki de kaderiniz, o tarihin içinden çıkıp gelecektir ya da sizi bir yerlerde bekliyordur, bilemezsiniz…
            Hayat, öyle sürprizlerle dolu ki her an kimlerle tanışacağımızı, neler yaşayacağımızı bilemeyiz…
Emir de bilmiyordu; New York Manhattan’dan Türkiye’ye, Antalya’ya dönerken kötü hava şartları nedeniyle İzmir’e, Adnan Menderes Havalimanı’na inmek zorunda kalacağını tahmin bile edemezdi. Ya da İzmir’in yakınlarında bulunan; doğup büyüdüğü, çocukluğunu ve gençliğini geçirdiği, soyadıyla bütünleşmiş büyük Kırhan Çiftliği’ne giderken rastladığı bir mezarlıkta, üç taze mezarın başında ağlayan o hüzünlü kızın, aslında kaderi olduğunu da bilemezdi…
Hayat ne garip, değil mi?
Doğruyoruz, büyüyoruz, okuyoruz, bir gelecek sahibi olmaya çalışıyoruz, çabalıyoruz, âşık olmayı ve doğru insanın karşımıza çıkmasını umuyoruz, bekliyoruz… Belki de o kişi bir yerlerde karşımıza çıkıyor, ama bunu bilmiyoruz, fark etmiyoruz, görmüyoruz…
Emir de bilmiyordu; bilmeden o hüzünlü bakıp içlendi ve yanından geçip giderek Kırhan Çiftliğe ulaştı. Oraya vardığında, çevresine bilgeliğiyle nam salmış bilge Arif’in ona “kaderini” anlatacağını nereden bilebilirdi. Emir için 26 Nisan, sürprizlerle dolu bir yolculuk olacaktı…
26 Nisan… Nisan Girdabı… Birinci Nisan Girdabı…
Evet, ne Nisan yağmurları, ne uçağın İzmir’e inişi, ne Emir’in Antalya yolcuğunu ertelemesi ve İzmir’de kalarak doğup büyüdüğü çiftliğe gitmesi, ne yolda rastladığı o kız, ne de manevî babası olan bilge Arif’in ona söyledikleri rastlantıydı… Hikâyemize damgasını vuran o söz gibi: “Rastlantı diye bir şey yoktur, rastlantı sandıklarımız, aslında kaderimizi bir parçasıdır…”
Her şey sebepler dâhilinde gelişir;
26 Nisan günü havanın kötü olması Emir’in İzmir’de kalmasına sebep oldu, çiftliğe giderken arabasının mezarlığın yanında bozulması da Yaren’i görmesine sebep oldu. En önemlisi, çiftliğe gitmesi de bilge Arif’le konuşmasına, ondan kaderini öğrenmesine sebep oldu ve bilge Arif, ona hayatına girecek olan kızı anlattı ve onun oraya gelişinin asla basit tesadüflerden ibaret olmadığını vurguladı…
Ancak Emir’e öyle bir şey söylemişti ki; Emir için bu, inanılması güç ve heyecanın tavan yaptığı bir hakikatti; o da hayatına girecek olan kızdaki büyük işaret… Sadece onda var olan, onu diğer insanlardan ayıran müthiş bir özellikti bu ve Emir, kaderini o işaret sayesinde tanıyabilecekti…
Peki, tabii bilge Arif’in Emir’e söylemediği hakikatler de vardı; ne mi? Yaren’le ilgili gördüğü, onun tehlikede olduğunu gösteren bir işaret daha vardı. Peki ya bilge Arif, Emir’e bunu söyleyecek miydi, peki ya ne zaman? Ve Emir, bunu öğrendiğinde Yaren’i o tehlikeden koruyabilecek miydi? Yaren’i tehlikeye atan o hakikat ne idi ya da kimdi?
Emir için 26 Nisan, büyük bir serüvenin başlangıcıydı. Kapıldığı Nisan girdabı, ona hayatının aşkını getirecekti ama sonrası da vardı elbet. Zira bu, birinci Nisan Girdabıydı. Oysa Emir’in önünde bir girdap daha bulunuyordu…

İlk Nisan girdabında hayatının aşkını bulan Emir, ikinci Nisan girdabında onu gizemli bir şekilde yitirmenin şaşkınlığını yaşayacaktı. Ve bu, yepyeni bir serüvene yelken açması anlamını taşıyordu…