İçerik:
1.Seyahat Fotoğrafları
2.Seyahat Notları
3. Sonsuz Amor Adlı Roman Serisi'ne ait Kitaplar
4. Kitaplar Hakkında Detaylı Bilgiler
5. Kitapta Yer Alan Kahramanlara Ait Tanıtımlar
6. Yazara Ait Şiirler
7. Yazara Ait Deneme Yazıları
8. Sinema Dünyası
9. Png Uzantılı Resimler
10. Gif Uzantılı Resimler
11. Art
12. Sağlık Notları
13. Bakım Tüyoları
MİRAÇ NEDİR? MİRAÇ KANDİLİ.
MİRAÇ GECESİ. MİRAÇ FAZİLETLERİ. MİRAÇ KANDİLİ ÖNEMİ. MİRAÇ GECESİ HİKMETLERİ. MİRAÇ
KANDİLİ MÜBAREK OLSUN. MİRAÇ KANDİLİ MESAJLARI. EN GÜZEL MESAJLAR. RESİMLİ
MESAJLAR.
Miraç ne demektir?
Göğe çıkış, yükseliş…
Recep ayının yirmi yedinci gecesine rastlayan, sevgili
peygamberimiz Hazreti Muhammet’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) göğe çıktığı
gece.
"Kendisiyle yukarı çıkılan şey, merdiven"
anlamına gelen kelime, Türkçeye "yükseğe çıkma" şeklinde çevrilir ve
uruc (yükselme) kökünden gelir. İsra, Arapçada gece yolculuğuna verilen
isimdir. Hz. Muhammed’in geceleyin Mescid-i Haram’dan Burak adı verilen binek
üzerinde Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmesini ifade eder. Birlikte isra ve
miraç olarak anılır.
Güzel dinimiz İslama göre, peygamberimiz Hazreti
Muhammed (S.A.S), Miraç gecesi, yüce Allah'ın daveti üzerine, vahiy meleği
Cebrail Aleyhisselam'ın rehberliğinde Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya,
oradan semaya, yüce alemlere ve ilahi huzura yükselmiştir. Hazreti Muhammed (S.A.S),
yolculuğunda "Burak" adlı binekle seyahat etmiştir.
Beş vakit namaz, miraç gecesinde farz
kılınmıştır, Allah'a şirk koşmayanların Cennete gireceği müjdesi verilmiş ve
Miraç gecesinde "Amenerrasulü" diye başlayan Bakara Suresi'nin son
iki ayeti indirilmiştir.
Ayrıca bu gece yüce Allah, Hazreti Muhammed'e
(S.A.S) insanın yaşama hakkını, şeref ve haysiyetini korumayı, toplumun huzur
ve güvenini sağlamayı amaçlayan on iki emir vahyetmiştir.
Herkesin yüreğinde gizli bir DUA'SI vardır, kimseye
söylemediği, Yüce Allah'a yalvardığı, gerçekleşmesini arzu ettiği saklı bir
istek...
İnşaAllah,
yüreğinizde saklı tuttuğunuz, sadece Allah'ın bildiği ve gerçekleşmesini
istediğiniz DUA'NIZ tez zamanda en hayırlı en bereketli en güzel şekilde kabul
olur, gerçekleşir. Amin!
kurtuluş reçetesi sunmuş: Abdest almak. Bu
çağrıya bazı sahabiler, alimler,
Osmanlı padişahları öylesine uymuş ki, abdestsiz
iş yapmaz, adım atmaz
olmuşlar. Cennet ayakları altına serilen anneler
dahi uymuş bu güzel
tavsiyeye. Hatta içlerinden çocuklarını abdestsiz
olarak bir kere bile
emzirmeyenler çıkmış. Onların bu hassasiyetleri
hep yüce ruhlu insanları
dünyaya getirmelerine vesile olmuş.
Peygamberimiz (sas)'in, ümmetini devamlı abdestli olmaya teşvik eden pek
çok hadislerinden iki tanesi şöyledir: "...
İç ve dış temizliği tam yaparak
devamlı abdestli olmaya ancak mü'min riayet
eder.", "Kim abdestli olduğu
halde abdest tazelerse, ALLAH (cc), bu sebeple
ona on misli sevap yazar."
Hepimiz biliyoruz ki abdest bizi namaza, namaz da
ALLAH'a ve Rasulü'ne
götürür. ALLAH'a ve Rasulü'ne yakın olan insan da
bilinçli olarak günah
işlemez. Mü'min için bundan daha büyük bir
mutluluk olur mu? Çoğumuz
anne babayız ya da anne baba adayı, eğer hem
kendimiz hem de
evlatlarımızın, Efendimiz (sas)'in istediği
insanlar olmasını istiyorsak küçük
gördüğümüz aslında çok büyük olan noktadan
başlamalıyız işe. Hem öyle
başlamalıyız ki, bundan sonra abdestsiz hiçbir
anımızın olmamasına özen
gösterecek şekilde.
Peki sürekli nasıl abdestli olalım? İşte bizden bir teklif, kendi imkanlarınızı
düşünüp farklı yollar da siz bulun: Tuvalete
giriyoruz ve çıktıktan sonra
ellerimizi ve ayaklarımızı yıkıyoruz. Bunun
yanında yüzümüzü, kollarımızı da
yıkasak, iki dakika bile sürmeyecek olan bir
abdest alsak güzel olmaz mı?
Evimizden ya da işyerimizden ayrılırken abdest
alarak çıksak, hatta abdestli
olarak yatağımıza girsek ALLAH (cc) ve Rasulü
(sas)'nün hoşuna gitmez mi?
Karar sizin? Unutmayalım ki ölümün bizi nerede ve
nasıl beklediği belli
değil. İyisi mi, biz onu her yerde ve her zaman
abdestli bekleyelim.
Rabbimizin
huzuruna abdestli olarak varmak az şey mi?
♥♥♥
Kıssadan Hisse (Günâhtan Kurtulma İlâcı)
Büyük Mutasavvıf Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün tımarhanenin
önünden geçiyordu. Tımarhane hizmetçisinin tokmakla birşeyler dövdüğünü
görüp:
— Ne yapıyorsun? diye sordu. Hizmetçi:
— Burası tımarhanedir. Delilere ilâç yapıyorum, dedi. Beyazıd-ı Bestamî
Hazretleri:
— Benim hastalığıma da bir ilâç tavsiye eder misin? dedi. Hizmetçi ...hastalığının ne olduğunu sordu. Beyazıd
Hazretleri: — Benim hastalığım günah hastalığı... Çok günah
işliyorum, dedi. Hizmetçi: — Ben günah hastalığından anlamam... Ben
delilere ilâç hazırlıyorum, diye cevap verdi. Tam bu sırada tımarhane parmaklığının arasından
konuşulanları duyan bir deli, (!) Beyazıd-ı Bestamî Hazretlerine: — Gel dede, gel! Senin hastalığının çaresini ben
söyleyeyim, diye seslendi. Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri, delinin yanına
sokularak: — Söyle bakalım, benim derdime çare nedir? dedi.
Deli (!) şu ilâcı tavsiye etti: — Tevbe kökü ile istiğfar yaprağını karıştır...
Kalb havanında tevhîd tokmağı ile döv, insaf eleğinden geçir, göz yaşıyla
yoğur, aşk fırınında pişir... Akşam - sabah bol miktarda ye... O zaman
göreceksin senin hastalığından eser kalmaz, dedi. Bu güzel ilâcı öğrenen Beyazıd Hazretleri: — Hey gidi dünya hey! Demek, seni de deli diye
buraya getirmişler, deyip oradan ayrıldı.
♥♥♥
Salaten Tüncîna
"Allâhumme
salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ
bihâ min-cemî'il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve
tutahhirunâ bihâ min-cemîi's-seyyiât ve terfe'unâ bihâ a'lâ'd-deracât ve
tubelliğunâ bihâ aksâ'l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî'l-hayâti ve ba'del-memât
birahmetike Yâ erhame'r-rahimîn. Hasbunellahu ve ni'mel vekîl, ni'mel mevlâ ve
ni'me'n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke'l-masîr."
"Allahım! Efendimiz Muhammed'e (sav) ve onun ehli beytine salât et. Bu
salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve
belalardan kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine
getirsin, bizi bütün günahlardan bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat
hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta
ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin en sonuna
kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunları merhametinle
nasip et. Allah Tealâ bize kafidir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey
Rabbimiz, senin mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır."
Bu Salâvat-ı Şerifeye Devam Eden; Belalardan emin olur,
Gelecek musibetlere perde olur, Arzuları kolay olur, Muradı hasıl olur, Rızkı
bereketli olur.
***
Her zaman dua kitaplarında
bulunur, okumanızı ve hatta korkulu zamanlarınızda o kitapları yastığınızın
altına koyup öyle uyumanızı tavsiye ederim...
♥♥♥
SALAVAT-I ŞERİF
SALAVAT
"Allâh ve Melekleri Peygamber'e çokça salât ederler. Ey mü'minler! Siz de
O'na çokça salât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin." (el-Ahzâb,
56)
"Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ salleyte alâ
âl-i İbrahim ve alâ âl-i İbrahim inneke hamîdun mecîd.
Allahümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed, kemâ bârekte alâ
İbrahim ve alâ âl-i İbrahim inneke hamîdun mecîd". (Allâh'ım!
İbrahim'in âline rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve âline de rahmet et.
Allâh'ım! İbrahim'in âline hayır ve bereket lutfettiğin gibi Muhammed'e ve
âline de hayır ve bereket ihsân et. Şüphesiz Sen övülmeye lâyık ve yücesin.)
Salavat-ı Şerif Getirmenin 42 Faydası
1. ALLAH ( c.c. ) ' ın emrine uymak ( Çünkü ALLAH ( c.c. ) Salavat - ı Şerife
Getirmeyi Emrediyor. )
2. ALLAH ( c.c. ) ' ın yaptığını yapmak ( Çünkü ALLAH ( c.c. ) ' da Habibine
Salavat getiriyor ve Rahmet Okuyor.)
3. Meleklere Uygunluk. ( Çünkü Meleklerde Salavat - ı Şerife Getiriyor. )
4. ALLAH ( c.c. ) ' dan 10 rahmet kazanmak.
5. 10 Derecesi yükseltilmek
6. 10 Sevap kazanmak
7. 10 günahın silinmesi.
8. Duasının kabulunun ümit edilmesi.
9. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın sefaatine kavuşma sebebi.
10. Kulun günahlarının affedilmesi ve ayıplarının örtülmesine vesile.
11. Kulun sıkıntılarının giderilmesine vesile..
12. ALLAH ( c.c. ) ! a yaklaşma vesilesi.
13. Sadaka vermek yerine geçer.
14. Kulun ne muradı varsa ALLAH ( c.c. ) ' dan dileği , onun yerine
getirilmesi.
15. Ruhun ve Kalbinin temizlenmesi.
16. Kulun ölmeden Cennet ' le müjdelenmesi.
17. Kıyamet gününün siddetlerinden ve deshsetlerinden kurtulma vesilesi.
18. Resullüllah ( s.a.v. ) ' ın selamına cevap vermesi.
19. Unutulduğunu hatırlamak vesilesi.
20. Meclislerin güzel kokması sebebi.
21. Kıyamet günü oturduğu kalktığı meclislerde Salavat - ı Şerife okuduğu için
o toplantılardan pişmanlığa düşmemesi.
22. Fakirliğin neyhi.Salavat - ı Şerife ' ye devam eden fakir olmaz.
23. Cimrilik vasıfından kurtulma vesilesi.
24. Resulüllah ( s.a.v. ) ' in ismi anıldığında Salavat getirmeyene yapılan
beddualardan kurtulma vesilesi.
25. Sahibine Cennet yolunu göstermesi , terk edenede cehennem yolunu
göstermesi.
26. ALLAH ( c.c. ) ve Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın isimlerinin anılmadığı
meclisdeki piş kokusundan , leş kokusundan kurtulması.
27. Hangi kelama , hangi işe hamd ve Salavat ' ı Şerife ile başlanırsa , onun
tamama ermesi.
28. Kulun Sırat ' tan geçebilmesi.
29. ALLAH ( c.c. ) ve Resulüllah ( s.a.v. ) ' a cefa yapmaktan kurtulur ,
getirmeyen insan sie Resulüllah ( s.a.v. ) ' a eziyet etmiş olur.
30. ALLAH ( c.c. ) ' ın Salavat ' ı Şerife getirene güzel övgüler yağdırmasına
vesile.
31. ALLAH ( c.c. ) ' ın merhametinin rahmetinin sebebi.
32. Bereketlerin bollukların sebebi.
33. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın muhabbetinin devamının ve ziyadasinin ve
katlanarak artmasının sebebi.
34. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın Salavat ' ı getireni sevmesinin sebebi.
35. Kulun hidayetinin ve kalbinin , hayatının , ruhani hayatının ve kalbinin
dirilmesinin sebebi.
36. Salavat ' ı Şerife getirenin isminin babasının isminin ve sülalesi ile
soyunun Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın yanında anılması.
37. Sırat ' ta mahşerde ayağının kaymaması islam yolunda ayağının sabit
kalması.
38. Resulüllah ( s.a.v. ) ' ınüzerinde bulunan haklarından çok az bir hakkının
ödenmesinin vesilesi.
39. ALLAH ( c.c. ) ' ın zikri , şükrü ve iyiliğini bilmek.
40. Kulun Rabbinden suali , duası bu arada kendi isteklerinin de Mevla
tarafından görülmesine , Resulüllah ( s.a.v. ) a yaptığı duayı aracı kılması.
41. Salavat ' ı Şerife rabıta üzerine okunursa Resulüllah ( s.a.v. ) ' ın
mübarek suretinin akla yerleşmesi ve mübarek rabıtanın kolaylaşması
42. Şeyh bulamayanların ve şeyhi olmayanın sırf Salavat ' ı Şerifeye davam ederek
manen yetişmesinin garantisi.
Alıntıdır.
Peygamber Efendimiz (sas) buyurdular ki; "Cennette bir ağaç vardır ve ismi
Mahbube' dir. Ak meyvesi olur, nardan küçük elmadan büyük, sütten ak, baldan
tatlı ve kaymaktan yumuşaktır. O meyveden ancak bu salavata devam edenler
yer."
Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ala âli seyyidinâ Muhammedin
vesellim
SALAVAT-I ŞERİFE
Cenab-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz (sav)’in hayatı üzerine yemin
etmiş, yüce ismini, onun ismiyle birlikte zikretmiş ve zatı uluhiyyesine imanı,
onun nübüvvetine iman şartına bağlamıştır. Huzurunda seslerin yükselmesine razı
olmamış, mübarek isminin sıradan bir isim gibi zikredilmesini istememiş, bütün
bunlara ilaveten kendisinin ve meleklerinin onu yad ile çokça salat ü selam
ettiklerini bildirerek Ümmet-i Muhammedin de aynı şekilde ona bol bol salat ü
selam getirmelerini ferman eylemiştir.
Nitekim ayet-i kerimede: “ALLAH ve melekleri, peygamberi çok salat ederler, Ey
müminler! Siz de ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”
(El-Ahzab-56) buyurduğu veçhile o yüce varlığa salat ü selam getirmek müminler
için ilahî bir emirdir.
İslamî âdâba göre dualarda, ALLAH’a hamd ve Rasulullaha salavat ile başlayıp
yine onlarla nihayete erdirilir. Zira Peygamber (as) hakkında Cenab-ı Hakka bir
dua ve niyaz hükmünde olan salavat-ı şerifenin reddedilmeyeceği yolunda bir
kanaat mevcuttur. Dualarımızın başını ve sonunu salat u selam ile süslemek de
bu gerçekten kaynaklanmaktadır. Yani kabul edileceği umulan iki duanın arasına
kendi dualarımızı sıkıştırmak onların da kabulünü sağlamak düşüncesiyledir. Hz.
Ömer (ra) buyurmuştur ki:
“Duâ sema ile arz arasında durur. Rasulullaha salavat getirilmedikçe ALLAH’a
yükselmez.” (Tirmizi, Altınoluk yayınları Üsve-i Hasene-33)
Hazret-i Ali (ra) kerremALLAHu vecheden şöyle rivayet olunmuştur. Ayetin
başındaki ya Eyyuha’nın “ya”sı neyse “Eyyu”su kalbe, “Ha”sı ruha hitabtır sanki
Cenab-ı Hak habibime salat ederken onun şanını yalnız dilinizle değil,
nefislerinizle, kalplerinizle, ruhlarınızla da tâzim ve taksim edin
buyurmuştur. Mişkatül Envar’da şöyle geçmektedir, ALLAHümme salli ala Muhammed
demek “Ya ALLAH Muhammedin zikrini ilâ, davetini galip ve şefaatini daim kılmak
suretiyle onu dünyada da, ahirette de terkim ve tâzim buyur, onu ümmeti
hakkında şefaatçi kıl. Ecrini ve derecesini kat kat artır demektir.”
Bu ayet Peygamberimize (sav) nazil olunca kendisine selam verilmesini ashabına
emretti, onlardan sonra gelenler de gerek Peygamber (sav)’in kabrini ziyarette,
gerek ismi âlîleri anıldığı zaman ona selam vermekle memur olmuşlardır.
Salavatı şerife hakkında varid olan pek çok ehadisi şerifler mevcuttur.
Yanında ben anıldığım halde üzerime salat etmeyen kişinin burnu yere sürtülsün.
(Müslim)
Her cimriden daha cimri olan adam ben yanında anılıp da üzerime salat
getirmeyendir. (Buhari)
♥♥♥
Salavat-ı Şerife
Sallallahu hi Vessellem: "Kim bana bir salât getirirse,
Allah ona bununla on salât getirir." buyurmuştur. (Müslim: 1/228)
Sallallahu Aleyhi Vessellem: "Kabrimi bayram
yerine çevirmeyin. Bana salât getirin. Getirdiğiniz salât nerede olursanız olun
bana ulaşır." (Ebu Davud: 2/218)
"Allahumme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âli
seyyidina Muhammed "
Diğer Bir Salâvat;
"Allahumme salli âlâ seyyidina Muhammedi-ninnebiyyi ümmiyyi
ve ala alihi ve sahbihi ve sellim."
"Allah'ım! Ümmi Peygamber Muhammed (sav)'e onun aline ve ashabına
salât ve selam eyle."
♥♥♥
Bu hayatta ne yaşarsam
yaşayım, ne kadar üzülürsem üzüleyim, ne kadar beklersem bekleyeyim, DUA'LARA
sığınmaktan vazgeçmek istemiyorum. Çünkü biliyorum ki beni yaratan yüce Rabbim
beni her zaman koruyor, rızıklandırıyor. Sık sık düşünürüm, kim bilir bizleri
bilmediğimiz nice belalardan koruyor diye...
Sonuçta bizler aciz
kullarız; aklımızı, beynimizi dikkatli kullanır, emirlere ve yasaklara riayet
eder, gerek kendimize gerek başkalarına karşı doğru, dürüst, saygılı davranmayı
bilir, ilmimizi artırır, üzerimize düşeni yapar ve Allah'a tevekkül
edersek, eminim O da bize iyiyi, güzeli, hayrı, bereketi, bolluğu nasip
edecektir...
Her şey unutsun beni,
silineyim hafızalardan, kimsenin kalbinde kalmayayım. Yeter ki Rabbim hep
benimle olsun, O beni unutmasın, beni daima korusun, gözetsin, oğlumu bana beni
oğluma bağışlasın, bana bu dünyadan çok Ahiret zenginliği versin. Amin!
Okuyan gözlerinize, Amin!
diyen dilinize, yüreğinize sağlık...