KAPLANLARIN DOĞASI

Biri "KAPLAN MI?" dedi?

Kaplanlar Tarihi
Kaplanların Özellikleri
Nesli Tükenen Kaplanlar
Kaplanları Neden Bu kadar Çok Seviyorum?
Kaplanlar ve Osmanlı

         Her canlı harikadır; yaradılış itibariyle...
         Her canlıyı bilmek, tanımak, dünyamızda bizden başka da canlı varlıkların olduğu gerçeğini kabul etmek, dünyayı ve bilhassa onların dünyasını kirletmemek, onlara zulmetmemek, onların yaşayışına saygı göstermek, haklarını korumak gerekir...
         Bu dünya yalnızca bize ait değildir, önceliğimiz bunu idrak edebilmektir. Doğa öyle bir denge üzerinde durmaktadır ki yaşayan her canlı bizim için var edilmiştir...

         Kaplanlar... Muhteşem özelliklere sahip, nesli tükenmekte olan bu göz alıcı varlıklar...
         Güçlü bacakları sayesinde öldükten sonra bile bir süre daha ayakta kalabilme özelliğine sahiptirler. İnanması güç, değil mi?..
         500 kiloyu geçen iri kaplanlar mevcut...

         Neredeyse bir asır öncesinde 9 kaplan türü mevcut iken bu sayı günümüzde ne yazık ki "6" :(
Daha da üzücü olan, 15 sene içinde diğer türlerin de yok olacağı ihtimalinin yüksek olması. Bu gerçekten berbat bir durum!
         Tükenen soylar arasında Cava kaplanları vardır. Vücudunda en çok çizgi barındıran bir türdür, kürkü için öldürüldüğünü düşünecek olursak onu öldüren, sonra da o kürkü giyme cüretini gösteren şeref yoksunu insanlara karşı nefretimin arttığını hissedebiliyorum...

CAVA KAPLANI

Cava kaplanı, Endonezya'nın Cava Adası'nda bulunan bir kaplan alt türüydü. 1980'lerde izinsiz avlanma ve yaşam alanlarının tahribatı sonucu nesillerinin devamlılığını sağlayamadılar. 1950'lerde önlem alındığında vahşi ortamda sadece 25 birey kalmıştı. 

         Kaplan türleri içinde büyük olanı Amur olarak adlandırılan Sibirya kaplanıdır, en küçük tür ise Sumatra'dır...
         
         ♥♥♥Şimdi oradan "Bizim Yasemin, Sibirya kurdundan sonra şimdi de Sibirya kaplanı almak ister!" diyenleri duyar gibiyim. :D 
         Nisan Girdabı adlı kitabımda bile Emir'in Yâren için yaptırdığı evin bahçesinde bir sibirya kurdu yaşamaktaydı. Okuyan gül yürekliler iyi hatırlayacaklardır. Emir, evin terasında Yâren'i kollarının arasına aldığında, aşağıdan havlayarak bakıyordu. Emir, tatlı gülüşüyle cevap veriyordu: "Sana da günaydın, oğlum!" :) ♥♥♥
         
         

Sibirya Kaplanı

Ne kadar güzel, değil mi? ♥♥♥

Amerika'da hayvanat bahçelerinde barındırılan kaplan sayısı, vahşi doğada bulunan kaplan sayısından fazla... Düşünebiliyor musunuz, o kadar azaldılar ki yok olacaklarını düşünmek tüylerimi ürpertiyor...
Ama şu da gerçek ki dünyanın sonu yaklaştıkça daha nice canlılar varlıkların soyu tükenecek ve bunda insanoğlunun parmağı çok büyük. Aslında dünyanın en vahşi en kötü en bencil canlıları bizleriz... :S


         Bu şahane canlıların özelliklerine devam edecek olursak;

         ♥Aslan, pars, jaguar türleri arasında en büyük, iri cüsseli kedigillerdendir.
         ♥Büyük bir bölümü (%80) Hindistan'da yaşamaktadır. Büyükbaş hayvanları avlarlar.
         ♥Erkeklerin boyları 3m'yi bulurken, dişilerin boyları 2.5m civarıdır...
         ♥Aslanlar ile çiftleşebilirler, bu doğumda daha iri kaplanlar görülebilmektedir. Bunlara LİGER ve TİGON denilmektedir...

LİGER

TİGON

     
         Nesli tükenenler arasında Hazar Kaplanı da vardır. Hazar Kaplanları Hazar Denizi etrafında yaşamışlardır. En son 1970 yılında türünün son örneğinin ölümüyle nesilleri tükenmiştir.

Hazar Kaplanlarının tüyleri sık çizgileri ise soluktur. Kulakları ise kısadır.

Hazar kaplanları yalnız yaşayan hayvanlardır. Yalnızca çiftleşme mevsiminde erkek ve dişi birlikte görülür. Hazar kaplanlarının çiftleşme dönemi yirmi-otuz gün kadar sürer.

Dişi kaplanın gebelik dönemi yaklaşık 100 gün sürer ve 100 gün sonunda 3 yavru kaplan doğurur. Bu yavrular doğduğunda kördür ve on gün sonunda gözleri açılır. Yavrular yaşamlarının ilk sekiz haftasında anne sütüyle beslenir. Bu esnada baba yavrularla ilgilenmez ve on bir haftadan sonra yavrular avlanmaya başlar.

         "Kaplanları severim ama uzaktan..." deyişinizi duyar gibiyim. Ben de temkinli davranan insanlardanım. Açıkçası seneler öncesine kadar böyleydim, vahşi yaşamdan uzak. Kesinlikle bir kediden, köpekten bile korkardım, kuş kafesine yaklaşamazdım...
         Sonra... Gördüğüm rüyalar beni değişime uğrattı; ilgi alanımı genişletti, hayal gücümü besledi. Özellikle şahinlere ve kaplanlara karşı olan ilgim, sevgim giderek büyüdü, büyümeye de devam ediyor...
         "Bir kaplanla karşı karşıya gelsem ne hissederim?" sorusunu kendime sorup durdum. Cevabı açık, bunu yaşamadan, o an neler hissedeceğimi bilemem, varsayımlar üzerine yaşamak bana göre değil... Ama bildiğim bir gerçek var; eğer bir kaplanla karşı karşıya gelirsem hayalimi gerçekleştirmiş olacağım ama eğer o kaplan aç ise ben onun gözünde sadece lezzetli bir av durumunda olurum ki bu da benim için yaşamın sonu demektir...
         Yine bildiğim bir gerçek var ki o da; eğer bir kaplanın gözlerine bakarsanız yaşama şansınız artar. Onunla göz göze gelmeniz, gayri muayyen yaşama ihtimalinizi destekler ve bu da benim en çok yapmak istediğim bir şeydir...
       

         Gözlerden konu açılmışken; bir kaplanla göz göze gelecek kadar cesaretiniz var mı? İnsan böyle bir soruya kolay yanıt veremiyor. Ben de veremiyorum çünkü bunu ancak şartlar belirler, o an ki hislerimiz, korkularımız. Belki yüksek radde cesaretli olacağız, belki de onu uzaktan gördüğümüz  an kaçıp uzaklaşmak isteyeceğiz. Sizi bilemem ama ben kaçıp uzaklaşmayı kendime yakıştıramam, fakat bile bile karşısına çıkmanın bir nevi intihar olacağını da bilirim. Çünkü insanoğlu akıllı bir varlıktır, aklımızı kullanabilmeli, tedbiri elden bırakmamalıyız...
         Peki neden onunla göz göze gelirsek yaşama şansımız artar?
         Bu, kaplanlara has bir özelliktir, onun gözlerine bakmak, senin de bir kaplan olduğun anlamına gelir, en azından o böyle düşünür çünkü birbirlerinin gözlerine doğrudan bakmaları, kendileri olduğunu gösterir(miş)...
         Bir kaplan, kendi türünü avı olarak görmez, işte bu yüzden onunla görsel iletişim kurmak, hayatta kalma şansınızı artırabilir. En azından denemeye değer...

         Hindistan'a özgü bengal kaplanını bilirsiniz. İzmir'de Sasalı Doğal Yaşam Parkı'nda bengal kaplanlarını yakından görme şansım oldu, heybetli vücutları, çıkardıkları sesler - homurtular insanı derinden etkiliyor...

         Hindistan'da kaplanlarla iç içe olan insanlar, başlarının arkasına gözler bulunan bir maske takarlar, arkalarını döndükleri zaman riske gireceklerini bilirler. Bence akilane...

         Yeni doğan bir kaplanı insan bebeği gibi düşünebilir. Nasıl ki bebekler tam anlamıyla göremezler, gördüklerini ayırt edemezler, anne ve babalarını bile ancak kokularından tanıyabilirler, işte kaplanlar da böyledir; hatta ilk hafta kördürler...

         Dilleri öyle pütürlü olur ki etleri ayrıştırmada yardımcıdır. Pütürlü bir dil tarafından yalanmayı kim ister? İnsanın derisi kesilebilir...

         Şu dildeki keskinliğe bakın...

         Kaplanlar, doğaları gereği yalnızdırlar. Doğrudur, inanırım zira gördüğüm kaplanlar hep yalnızdı, birisi yanına yaklaşacak olduğunda ürkütücü ses çıkardıklarına şahit oldum...

         Yalnız olma özelliklerinin yanı sıra paylaşımcı olduklarını biliyor muydunuz?

         6m yüksekliğe sıçrayabilirler...

         Güçlü pençeleri sayesinde bir ayıya bile zarar verebilirler. Avlarını genellikle boyunlarından yakalarlar...

         Aslanlar gibi bencil değillerdir. Erkek aslanlar dururken hep dişiler avlanır ama ödülü erkek aslan yer. Oysa kaplanlar paylaşımcıdır, dişilere ve yavrulara öncelik tanır. Bu yüzden yıllardır aslanları çok seven insanlara inat bile kaplanları tercih etme nedenim budur. Çünkü kaplanları kendime daha yakın, sempatik ve adaletli bulurum...

         Kaplanların yemek ayırmadıkları da bilinen özelliklerindendir. İnsanoğlu bile aç kaldığında neler yiyebiliyor, bence bu konuda hayvanları yadırgamamalıyız...

         Kaplanlar, taklit yeteneğine sahip canlılardır. Bilhassa avlarını kendilerine çekebilmek için başkalarını taklit edebilirler...

         

Öldürülen bir Bali kaplanı. Öldürülme sebebine gelince, Bali kaplanları hususi öldürülürdü çünkü nesillerinin devam edilmesini istemezlerdi. Herkesin aklındaki soru: "Neden?"

Tıpkı çok tanrılı dinen inan cahil insanlar gibi bu insanlar da Bali kaplanlarının şeytani varlıklar olduğuna, şeytanın yer yüzündeki elçisi olduğuna inanırlar(mış). Benim bildiğim bu...

Zaten tarihe baktığımızda İslâmiyet dışında insanların hep çok tanrılı dine inandıkları, hatta bizim gibi iki gözü iki kulağı bir burnu olan kişileri tanrı ilan edecek, onlara tapacak, heykellerini yapacak kadar akıl fukarası olduklarını görüyoruz. Örneğin mitoloji. Günümüzde en basitinden bir müzeyi gezdiğimde tarihi bilgimi artırmanın, kültürümü pekiştirmenin, fotoğraflar çekmenin ve eğlenmenin yanı sıra o heykellere bakarken içimde baskın bir acıma duygusu oluşuyor çünkü gördüğüm o heykeller bana cehaleti bir kez daha görmemi sağlıyor. Ve aslında İslâmiyet gibi mükemmel bir dine sahip olarak doğduğum için ne kadar şanslı olduğumu görmemi sağlıyor...

         Gelelim beyaz kaplanlara... :)

         "Hah, işte şimdi kendimi Yasemin F. Kılıçaslan'ın anlattığı Melez Kaplan kitabının içinde gibi hissetmeye başladım" diyenleri duyar gibiyim. :) ♥ Sonsuz Amor 3 Hipnoz henüz yayımlanmamışken tabii Sonsuz Amor 4'ün yayımlanması için biraz beklemek gerekiyor. Ama serinin ikinci kitabı olan SONSUZ AMOR 2 & KİTAPTAKİ SIR'da Melez Kaplan'ın temelleri yavaş yavaş atılmıştı. Ertunç'un Yağmur'a melez kaplanım demesi, Yağmur'un Ertunç'a al yaldızlı kaplanım diye hitap etmesi, kitabı bilen ve okuyanlar için şaşırtıcı olmayacaktır...

         Beyaz kaplanlar, egzotik hayvanlar olarak adlandırılır ve ne yazık ki insanoğlu tarafından zarar uğratılırlar. Ticari olarak bu şahane hayvanların avlandıklarını bilmek beni deli ediyor...

         Vahşi doğada görülmeyen bu nadide türün sadece hayvanat bahçelerinde olduğu gerçeğini kabullenmek istemiyorum... :(

         Hafızaları çok gelişkindir. Etoburlar arasında ikinci en büyük beyne sahiptirler. Birinci sırada kutup ayıları yer almaktadır...

         Suyu ve yüzmeyi çok severler. Avları uğruna bir nehri geçebilirler...

         Okuduğunuz için teşekkürler... ♥

         Yasemin F. Kılıçaslan (Melez Kaplan) ♥