31 Ekim 2018 Çarşamba

ARA GÜLER'İN OBJEKTİFİNDEN YILLANMIŞ ÜNLÜLER

''Yahu ben, Picasso’larla falan çalışıyorum. Sen de kim oluyorsun? Sen Hitchkock isen ben de Ara Güler’im.''
"Alfred Hitchcock ile yaptığımız çalışmayı unutamam. Onun çekimi biraz sıkıntılı olmuştu. Ayaklarını ön plana alarak bir fotoğraf çekmek istedim. Hitchcock da rejisör falan olduğu için, fotoğraf işlerini de iyi biliyor. Karşımda kurnazca hareketler yapıyor. Sabah 11.00’de başladığımız çalışma hiç unutmuyorum akşam 5’te bitti. Bana kızdı başlarda, sevmedi ama sonra alıştık birbirimize. Şakalaşmaya başladık. Baktı ki, ben ondan daha matrak biriyim, rahat rahat çalıştık sonra. Ben de içimden: 'Yahu ben, Picasso’larla falan çalışıyorum. Sen de kim oluyorsun? Sen Hitchkock isen ben de Ara Güler’im.' diyorum."

Yirminci yüzyılın en popüler tarihçilerinden biri olan Arnold Toynbee...

Nobel ödüllü yazar Bertrand Russell...

1960 yılında ünlü fotoğrafçı Bill Brandt, Londra'daki evinde dizlerinin üzerinde...

Dönemin İngiliz devlet adamı: Winston Churchill...

Ünlü oyuncu Dustin Hoffman’ı New York’taki bürosunda üzerine gazete kağıdı serdiği masasında peynir, zeytin, ekmek yerken yakaladı...

Federico Fellini

Amerika'nın en yaşlı fotoğrafçısı: Imogen Cunningham.

İndira Ghandi

1969 yılı Paris... Ünlü Fransız şair Jacques Prevert...

"Fotoğraf sadece bir araç değil, algılama biçiminin bir parçasıdır." diyen ünlü yazar John Berger'in Ara Güler tarafından çekilen fotoğrafı.

2 fotoğraf efsanesi yan yana... Ara Güler'in Kudelka'nın yıllar önce çektiği fotoğrafı ve en son halleri

1950'li yılların ve belki tüm zamanların en çok tanınan ve başından geçen sansasyonel olaylarla ses getiren sopranosu: Maria Callas

Hayatı boyunca 17 kez Cannes Film Festivali'ne giden Ara Güler, 1958 yılında 11.'si düzenlenen festivalde de yönetmen Orson Welles

Ara Güler'in en efsane çalışmalarından biri: Salvador Dali!
Dali’nin Paris’te oteline gittim, 101 numarada kalıyormuş. Kapısını açtım, bana bakıyor; “Niye benim fotoğrafımı çekmek istiyorsun?” dedi. “Çok meşhursun da onun için.” dedim. “Benim dakikam 25 bin dolardır.” dedi. “Güzel ama ben bir dakikada fotoğraf çekemem ki!” dedim. Beni tuttuğu gibi dışarı attı. O akşam bir Yahudi arkadaşımla yemeğe gittim. “Dali beni dışarı attı.” dedim, “O benim vaftiz babam.” dedi. “Ama sen Yahudi’sin o Hıristiyan nasıl olur?” dedim. “Sen karışma.” dedi, gitti konuştu. Ertesi sabah saat 11’de gittik. Dali bana bakıyor ben ona. “Senin fotoğrafını çekmeliyim. Adamakıllı bir fotoğrafın yok.” dedim. “Kimse yokken gel.” dedi. Ertesi gün saat onda gittim, üç gazeteci daha geldi. “Hani benden başka kimse olmayacaktı.” dedim. “Dur ben onları hemen salarım.” dedi. Elinde de gümüş saplı bir baston var. “Bilin bakalım, ziftin formülü nedir?” dedi. Kimse bilemedi. Formülü kafadan attı. “Benim adım Salvador Dali, bu bastonu ziftin içine sokar çıkarırım. Beş kuruşluk baston olur 50 bin dolar. Sen bunu yaparsan deli derler. Şimdi dediğimden ne anladınsa git onu yaz.” dedi. Üçünü birden toplayıp dışarı attı. O fotoğrafları o gün çektim.

Ara Güler için sergi açan dünyaca ünlü fotoğrafçı: Sebastião Salgado...

Sophia Loren
''Sophia Loren’i bilir misin? Onun asansöre bindiğini görünce asansöre binmiştim ben de…Yukarı çıktık beraber. Otel odasının ortasında da yatak var. Kadın yorgundu. Ayakkabılarını çıkardı, yatağın üzerinde oturdu. “Burada böyle dururken resmini çekebilir miyim?” dedim. Çek diyince birkaç tane çekip Türkiye’ye gönderdim. Burada da afiş yapmışlar: “Muhabirimiz Ara Güler, Sophia Loren’in yatak odasında” diye. Lâf mı bu şimdi?''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder